Yağ Enjeksiyonları

Yağ enjeksiyonu nedir?

Vücudun bir yerinden alınan yağ dokusunun başka bir bölgeye transferidir.
Genellikle yağ dokusunun fazla olduğu bölgeden alınır. Bel, karın, basen gibi.
Uygulanabileceği yerler değişkenlik gösterir. Yanak, dudak, göğüs, kalça, bacak vs.

Yağ enjeksiyonu neden yapılır?

Volüm arttırılması amacıyla –göğüs , kalça
Şekillendirme amacıyla – elmacık kemiği, çene
Kontür düzenlenmesinde-çukurluk, asimetriler
Çizgilerin kamufle edilmesinde-yanak çizgisi, alın ortası
Travmalara bağlı çöküntülerin doldurulmasında kullanılabilir.

Yağ enjeksiyonu nasıl uygulanır?

Lokal anesteziyle- yağ alınacak ve verilecek alanın uyuşturulması
Sedasyonla- lokal anesteziden önce uyku veren ve ağrıyı azaltan ilaç uygulanması
Genel anesteziyle- tamamen uyutularak

Yağ enjeksiyonu yapılacaksa nelere dikkat etmeliyim ?

İşlemden önce ve sonra bir hafta kadar aspirin, bitki çayları ve antioksidanlar kullanmamak gerekir.
İşlemden sonra soğuk uygulaması yapılmasında yarar vardır.
Uygulama bölgesine nemlendirici krem sürülebilir.
İşlemden hemen sonra duş alınabilir.

Sonucu ne zaman alırım?

İlk günlerde uygulama bölgesinde şişme olabilir. İlerleyen günlerde, ödem azalır.
Genellikle 7-10 gün civarında sonuç daha iyi algılanır. Son halini alması 6-8 haftayı bulur.
6 ay -1 yıl içinde verilen ağın %30-50 si eriyebilir. Bu nedenle, ikinci bir yağ enjeksiyonu gerekebilir.

Yan etki veya istenmeyen sonuçlar ?

Güvenli bir yöntemdir. Vücudun kendi dokusudur.
Nadiren enfeksiyon, sertlik ve düzensizlik olabilir.
Erken dönemde morluk oluşabilir.
Ilk günlerde hassasiyet beklenir.

Okumaya Devam Et

Yağ Alma Liposuction

Fazla Yağların Alınması Ameliyatı (Liposuction)***

Erişkin insan vücudundaki yağ hücresi sayısı sabittir. Ergenlikten sonra yağ hücresi sayısı artmaz, ancak yağ hücrelerinin hacmi artar .Bu da kilo artışı ile sonuçlanır .Beslenme alışkanlıkları ve yaşam biçimi insanların kilo alıp vermelerinde en önemli faktörlerdir.

Fazla kilolardan kurtulmak için uygun diyet ve egzersiz ve düzenli bir yaşam tarzı şarttır. Ancak, bu şartları yerine getiren kişilerde bile,kaybolmayan inatçı yağ birikimleri olabilir. Karın, bel, kalça, uyluk dış ve iç tarafı, diz gibi vücudun belli bölgeleri diyet ve egzersize dirençli yağ birikim bölgeleridir . Bu bölgelerdeki fazla yağlanma diyet ve egzersizle bir ölçüde giderilir , daha fazla egzersiz ve diyet bu bölgelerde incelme yerine vücudun genel metabolizmasının bozulması ile sonuçlanır.

Liposuction (Liposakşın) nedir ?

Lliposuction,vücudun belli bölgelerindeki yağ birikimlerinin özel bir vakumla veya özel enjektörlerle emilerek, vücuttan yağların uzaklaştırıldığı bir ameliyattır. Kesinlikle bir zayıflama ameliyatı değil, bir vücut kontur düzeltme ameliyatıdır. Bu ameliyatla hacmi artmış, diyet ve egzersize dirençli yağ dokusu vücuttan uzaklaştırılırken, mevcut yağ hücrelerinin sayısı da azaltılmış olur.

Liposuction ameliyatında inatçı yağlanma bölgesi , özel bir sıvı enjeksiyonu ile şişirilir. Daha sonra bu bölge üzerine veya yakınına birkaç mm uzunluğunda birkaç kesi yapılır. Bu kesilerden hastanın durumuna göre 2-6 mm çapındaki kanül denilen metal borular deri altı tabakası içine sokulur ve kanüller şeffaf hortumlarla vakum cihazına bağlıdır .

Vakum cihazının çalıştırılır, kanüller yağ birikim bölgelerinde uygun derinlikte hareket ettirilerek fazla yağların uzaklaştırılması işlemi başlar. Vakum aracılığı ile yağların emilmesi işlemi arzu edilen vücut konturu ve bunun yanında düzgün bir cilt yüzeyi sağlanıncaya kadar devam eder . Son yıllarda ultrason enerjisinden yararlanılmaya başlanmıştır. Bu yöntemde fazla yağ dokuları ultrason dalgaları ile parçalanır, daha sonra benzer şekilde vakumla alınır.

Liposuction ile derin katlardaki fazla inatçı yağlar alınmakla birlikte, son 1 0 yıl içinde geliştirilen yüzeyel liposuction yada liposculpture adı verilen yöntemle kontur düzensizliğine neden olan yağ birikimleri de giderilebilmektedir .Liposculpture tekniği ayrıca deri sarkıklıklarının giderilmesi ve inatçı selülitlerin yok edilmesinde kesin sonuç veren bir yöntem haline gelmiştir .

Klasik liposuction işlemi ilk çıktığı 1970 li yıllarda kullanılan kanül çaplarının oldukça geniş ve keskin olması, kullanılan vakum cihazlarının yeterli olmaması nedeniyle ciddi sorunlara neden olmuştur. İşlem vücutta önemli derecede sıvı ve elektrolit kaybına neden olabilmektedir .Bu ameliyattan sonra yaşamım yitiren hastalar olmuştur. Bu sorunlar günümüzde geride kalmıştır. Son 10 yıldır uygulanmakta olan teknikler ile Iiposuction vücut kontur düzeltimindeki vazgeçilmez yerini almıştır. Amaç zayıflatma değil, kontur düzeltme olduğu sürece, iyi seçilmiş hastada, hastane koşullarında iyi uygulanan teknikle, emniyet sınırı aşılmadığı takdirde herhangi bir riski olmayan bir ameliyattır. Günümüzde emniyet sınırı değişik kaynaklarda 2,5- 4,5 litre olarak kabul edilmektedir. Daha fazla miktar da yağ alanlar vardır. Bu durumda hastanın sıvı ve elektrolit dengesini tamamlayacak önlemler alınır, bazen kan nakli gerekli olabilir. Morbid obezite denilen aşırı şişmanlıkta hastalarda gerekli önlemler alınarak tek seansta 28 litreye kadar yağ alınması uygulanabilir hale gelmiştir .

Ameliyat

Ameliyat, hastane koşullarında ameliyathanede ve anestezi uzmanının gözetiminde yapılır .Lokal anestezi ve sedasyon (damar yolu ile uyutma) kombinasyonu tercih edilir. Çok sınırlı küçük alanlarda sadece lokal anestezi uygulanabilir . Ameliyat vakum uygulanacak bölgelerin durumuna göre 1-5 saat arasında sürer. Kanül giriş delikleri genellikle dikilmez veya 1-2 dikiş konur. Bazen kanül delikleri kullanılarak alanlara özel ince borular (diren) konur, bu içeride biriken serumu boşaltmaya yarar. Ameliyatın genişliğine bağlı olarak aynı gün veya 24 saat sonra hastaneden çıkmak mümkündür.

Ameliyat sonrası genellikle rahat geçer. Ağrı oldukça azdır ve ilaçlarla giderilebilir. Ameliyat sonunda vakum uygulanmış alanlara özel bandaj uygulanır ve hastaya özel korse giydirilir. Ameliyat sonrası hasta pansuman yapılır. Hasta korse giymeye 5-6 hafta devam eder. Vakum uygulanmış alanlarda morumsu renk değişiklikleri olabilir. Şişlik, karıncalanma ve yanma hissi olabilir .Bunlar 3 hafta içinde kendiliğinden kaybolur .Ameliyat yara izleri de 2-6 ay içinde belli belirsiz hale gelir .

SIK SORULAN SORULAR

Liposuction (liposakşın) ameliyatı yaptırmak istiyorum. Kime baş vurmalıyım?

Bu bir estetik operasyondur. Mutlaka Plastik ve Estetik Cerrahlara başvurulmalıdır. Bu cerrahi dal dışında çeşitli cerrahlar yoğun talep nedeniyle bu ameliyatı yaptıklarını söylemektedirler. Hastalrın mutlaka cerrahın uzmanlık alanını araştırarak sonra ameliyat olmaları kendi yararlarına olacaktır.

Hangi alanlar liposuction için uygundur?

Çene altı , yanaklar , boyun, kol üst iç yanı, memeler, göğüs, karın, bel kalça, uyluk, diz iç yanı, bacak arkası gibi vücudun birçok alanındaki yağ birikimlerinin vakumla alınması mümkün hale gelmiştir. Ayrıca diğer vücut kontur düzeltme ameliyatlarında (karın germe, meme küçültme vb) tamamlayıcı işlem olarak kullanılmaktadır .

Liposuction sonrası iz kalır mı?

Kanüllerin (liposuction yapan metal borular) giriş delikler genellikle 2-4 mm olmaktadır. Bunlardan geriye kalan izler belli belirsiz olmaktadır. Bu ameliyattaki izler göz ardı edilebilecek niteliktedir.

Bir seferde kaç litre yağ alınabilir? Liposuction tekrar yapılabilir mi?

Hastanın dengesini ve vücut fonksiyonlarını bozmadan en fazla 4-5 litre yağ alınabilir. Fakat sıvı ve kan vererek daha fazla alanlar da vardır. Burada cerrahın tercihi söz konusudur. Hastada alanlar genişse 3-6 ay aralarla tekrar ameliyat yapılabilir.

Okumaya Devam Et

Vareserle Yağ Alma

VASER LIPOSELECTION – HIGH DEFINITION LIPOPLASTY

Liposuction vakumla yağ alınmasında, önemli gelişmelerden biri, tıp uygulamalarında tartışılmaz bir yere sahip olan Ultrason enerjisinin kullanılmasıdır. Yağ alınacak bölgeye, emilimi kolaylaştıracak bri sıvının enjekte edilmesi uzun yıllardır tekniğin önemli bir parçasıdır. Bu sıvının enjeksiyonunu takiben, bölgeye ulaştırılacak bir enerjinin yağın parçalanmasını kolaylaştıracağı, yağın daha rehat ve güvenli şekilde emilimini arttırabileceği yönünde çok sayıda çalışmalar yapılmış ve farklı enerji türleri denenmiştir. Bu enerji türlerinden bir tanesi de Ultrason enerjisidir. 1990’lı yllardaki ilk uygulamalar, enerjinin gücü ve uygulanma biçimi konusunda bazı sorunlar taşısada, 2000’li yıllarda geliştirilen 3. Generasyon Ultrason cihazları , son 10 yılda yağ alınması-liposuction işlemlerine damgasını vurmuş ve elde edilen sonuçları belirgin şekilde iyileştirmiştir.

Sistem Nasıl Çalışmaktadır?

İşaretlenen yağ alıncak bölgelere, sıvı enjeksiyonunu takiben aynı noktadan girilerek, metal ince tüplerle, bölgenin özelliklerine gore farklı güç ve tipte Ultrason enerjisi, gene uygulama bölgesinin özelliklerine gore farklı sürelerde uygulanır. Daha sonra, vakumla yağ alımı gerçekleştirilir.

Vaser Ne Gibi Avantajlar Sağlar ?

Vaser uygulanan bölgeden alınan yağ akışkan bir yağ kıvamındadır ve kolayca vakumla alınır. Daha fazla miktarda yağı daha kısa sürede ve daha kansız olarak almaya yardımcıdır. Yağın daha homojen ve yoğun miktarlarda alınması, derinin elastikiyeti ile bölgeye daha iyi uyum sağlamasına yol açar. İşlem sonrası ödem ve morluk beklenenden azdır. Bu avantajları ile, daha geniş alanlara uygulanabilir.
VASER uygulamaları için alınabilecek miktar konusunda kısıtlama varmıdır?

Laser uygulamalarında mevcut olan uygulanabilecek bölge ve alınabilecek miktar konusundaki kısıtlamalar, VASER için geçerli değildir. Bunda, Vaser enerjisinin doğrudan yağa etki ederek çevre dokuya zarar vermemesi etkilidir.

VASER Güvenilir Bir Teknik midir ?

Her gün geliştirilen, yenilenen ve değişikliğe uğrayan tekniklere kıyasla VASER 10 yılı aşkın bir süredir orjinal biçimini koruyan bir teknolojidir. Bunun en önemli nedeni, mevcut haliyle gereksinimleri karşılayan, güvenli bir teknolojiye sahip olmasıdır.

VASER liposuctiona ne gibi katkılar sağlamıştır?

Bu uygulama, liposuction işlemini sadece yağ alan kaba bir işlemden çıkararak, şekil verici, istenilen bölgede, yağ dokusunun istenildiği gibi alınabildiği bir teknik haline sokmuştur. Bu teknik, High definition lipoplasty olarak adlandırılan, ince ve detaycı bir liposuction işlemine önderlik etmiş, böylece bel kıvrımının derinleştirilmesi, karın kaslarının ortaya çıkarılması, kalça kıvrımlarının belirginleştirilmesi sağlanabilmiştir.

Okumaya Devam Et

Uyluk Germe

Kilo değişiklikleri, hamilelik ya da yaşlanma gibi nedenlerle uyluk iç kısmındaki deri gevşer ve sarkar. Çünkü bu bölgedeki cilt çok incedir ve çatlamaya sarkmaya eğilimlidir. Kilo değişiklikleri sonucu ciltte olan esneme bazen kendini toplayamaz ve cilt sarkar. Bu tür hastalar özellikle yürürken bu bölgenin birbirine sürtünmesinden rahatsız olurlar. Yaz aylarında pişik ve mantar gibi rahatsızlıklar oluşabilir. Bu tıbbi problemlerin yanında estetik olarakta özel hayatlarında rahatsız olabilirler.

Hasta değerlendirilirken en önemli kriterlerden biri uyluk bölgesindeki cilt kalitesinin, yağ fazlalığının ve hastanın beklentilerinin değerlendirilmesidir. Uyluk iç bölgelerinde yağlanmaya eğer cilt sarkması eşlik etmiyorsa sadece lazer liposakşın hem o bölgede yeterli bir incelme hem de yeterli bir ciltte toparlanma sağlar. Ciltte hafif bir gevşeme var ise bence bu bölgeye klasik liposakşın hiç uygulanmamalıdır. Çünkü klasik liposakşın sonrası ciltte düzensizlik ve çukurluklar oluşabilir. Lazer liposakşın cildi bir miktar toplayacağı için ciltteki düzensizliklerin oluşmasını önler. Eğer uyluk iç kısmında yağlanmaya ek olarak ciltte debelirgin sarkmalarda varsa o zaman tek başına liposakşın iyi bir sonuç vermez. Mutlaka uyluk germe ameliyatı uygulanmalıdır. Uyluk germe ameliyatı lazer liposuction ameliyatı ile kombine edilebilir. Bu sayede uyluğun kalan bölgelerindeki fazla yağlı bölgeler inceltilerek daha iyi bir görünüm kazandırılmış olunur.

Uyluk germe ameliyatı genel olarak uyluk içindeki sarkmış olan yağ dokusu ve fazla cildin çıkarılması işlemlerinin genelidir. Uyluk germe ameliyatı genel anestezi ya da lokal anestezi sedasyon yardımı altında yapılabilir. Ameliyat için bir iki saat süre yeterlidir yapılan girişime göre bu zaman değişebilir . Hastanede kalma süresi 1 – 2 gün gibidir.

Kasık bölgesinden uyluk iç kısmına uzatılan bir kesi yoluyla eliptik deri ve yağ dokusu çıkarılır. Aşağıda kalan deri gerilerek yukarı çekilir ve kasık bölgesine dikilir. Kesi izi kasık bölgesi ve uyluk iç kısmındaki katlantı izi içinde saklanır ve zamanla çizgi şeklinde belirsiz bir hal alır.

Uyluk germe ameliyatı sonrası ağrı problemi olmaz, ağrı kesici haplar alınması yeterlidir. Hastanın yürüme bölgesine bir işlem yapıldığı için özellikle ilk bir hafta aşırı hareketlerden kaçınılmalıdır. Dikiş hattı üretraya yakın olduğu için idrar ile temasından kaçınmak önemlidir. Eriyen estetik dikişler kullanıldığı için dikiş alınma problemi olmaz. 3 hafta korse kullanılması önerilir.

Ameliyat sonrası tek ve en önemli problem dikiş hatlarının açılmasıdır. Bu durum özellikle ameliyat sonrası iyi bir dinlenme dönemi geçirmeyen ya da hijyene dikkat etmeyip dikiş hattına idrar bulaşan hastalarda görülmektedir. Ben genellikle ameliyat sonrası ilk birkaç gün idrar sondası tutarak ve su geçirmez pansuman uygulayarak bu problemin üstesinden geliyorum.

Olduğundan dahada sıkı düzgün hale gelmiş daha güzel görünümlü üst bacaklar uyluk germe operasyonu ile mümkün olmaktadır.

Okumaya Devam Et

Mini Karın Germe

MİNİABDOMİNOPLASTİ

MİNİ KARIN GERME NEDİR?

Karın germe ameliyatları standart ameliyatlar değildir.Hastanın karın bölgesindeki deformite sınırlı ise yapalacak işlem de daha sınırlı olacaktır. Mini karın germe işlemi; karın bölgesindeki sorunların daha az olduğu durumlarda kullanılan estetik bir tekniktir.

MİNİKARIN GERME İŞLEMİNDE NE YAPILIR ?

Karın bölgesi muayene edildiğinde, sorunlar karın bölgesinde, göbek altında kalan bölümle sınırlıysa, göbek üstündeki bölümde deri sarkması veya fazlalığı yoksa (sadece yağlanma varsa mini karın germe uygulanabilir) daha kısa bir kesi ile göbek altındaki fazla deri alınabilir, yağ alma işlemi uygulanabilir. Bu işlem, klasik karın germe ameliyatından daha küçük bir işlem olduğundan Mini Karın Germe olarak adlandırılır.

MİNİ KARIN GERME İŞLEMİNİN İYİLEŞME SÜRECİ NASILDIR ?

Genellikle 1 gece hastane kalımı yeterlidir. İşlemi izleyen 24-48 saat gerginlik, ağrı ve hassasiyet olabilir. 3. Gün, gerginlik hissi azalır. Korse kullanımı gerekir. 2-3 hafta içinde , günlük yaşam aktivitelerine büyük oranda dönülür. Oluşan izler, ilk aylarda belirgindir, zaman içinde giderek solar.

MİNİKARIN GERME HER HASTAYA UYGULANABİLİR Mİ?

Karnında aşırı sarkıklığı olan, göbek üstü bölgesinde deri fazlalığı olan hastalara, mimikarın germe işlemi yerine, tam karın germe işlemi yapılması daha iyi sonuç verir.

MİNİKARIN ERME–MİNİABDOMİNOPLASTİ BAŞKA İŞLEMLERLE BİRLİKTE YAPILABİLİR Mİ ?

Minikarın germe işlemi, başta liposuction olmak üzere bir çok cerrahi işlemle ( meme, burun vs) birlikte yapılabilir. Bu işlemlerin birlikte yapılması iyileşme sürecini olumsuz etkilemez.

MİNİKARIN GERME İZİ NE KADARDIR ?

Genellikle, tam karın germe işlemine kıyasla daha kısadır. Kasıktan geçecek şekilde planlanır. Yana doğru uzunluğu deri fazlalığının miktarı ve yanlara, bele doğru yayılma miktarı ile ilgilidir. İzin kısa tutalmaya çalışılması, yanlarda, kopek kulağı adını verdiğimiz deri katlantıları oluşmasına yol açabilir. Bunlar, daha sonra gerekirse lokal anestezi altında düzeltilebilir.

Okumaya Devam Et

Karın Germe

KARIN GERME APDOMİNOPLASTY
KARIN GERME AMELIYATI SONRASI DIKKAT EDILECEK HUSUSLAR

1. Ameliyattan önce 10 gün süreyle aspirin alınmamalıdır.
2. Ameliyattan önce 3-4 gün süreyle yumuşak gıdalar alınmalı, posalı yiyeceklerden kaçınılmalıdır.
3. Ameliyattan bir gün önce akşam saatlerinde bibalaks suppozotuar ve bağırsak temizliği yapılmalıdır.
4. Size söylenen saatten sonra hiç bir şey yenmemelidir.
5. Ameliyat günü veya daha öncesinde sizin için gerekli olan kan tahlilleri yapılacaktır. Aynı şekilde ameliyat öncesi dönemde anestezi konsultasyonunuz yapılacak ve size uygulanacak anestezi şekline karar verilecektir.
6. Ameliyat öncesi yapılacak işlemin detaylarının planlanması için odanızda bir çizim yapılacaktır. Bunu takiben ameliyat öncesi ve sonrasının kıyaslanmasında gerekli olan fotoğraf çekimleri tamamlanacaktır.
7. Ameliyat sırasında genellikle ilk gün kullanılmak üzere idrar sondası uygulanmaktadır. Ayağa kalkmanızı takiben idrar sondası çekilecektir.
8. Ameliyat sonrasi dönemde V pozisyonu olarak adlandırdığımız bir pozisyonda yatmanız saglanacak, böylece ameliyat bölgenizde oluşacak gerginlik azaltılmaya çalısılacaktır. Bu pozisyon belinizden itibaren gövdenizin 45 derece yükseltildiği pozisyondur. Zaman zaman bacaklarınızı kırarak gövdenize yaklaştırmanıza aynı anda belden itibaren gövdenizi yatar duruma getirmenize müsaade edilir. Ameliyat sonrası ilk saatlerden itibaren bacaklarınızı sık sık hareket ettirmeniz istenir.
9. Ameliyat sonrası karnınızı kavrayan bir karın korsesi uygulanacaktır. Basıncı ayarlanabilen bu korse ameliyat bölgenizin hareketsiz kalmasına ve şişmesinin engellenmesine katkı sağlamak amacıyla kullanılır.
10. Ameliyat sonrasi ilk saatlerde bir şey yemenize izin verilmez. Genellikle ilk beslenme sıvı gıdalarla olur. Rahat gaz cıkarabildikten sonra yumusak gıdalarla beslenmeye geçilir. Ameliyat sonrası ilk haftalarda genellikle öğün sayısını artırmanız ve miktarı kısıtlı tutmanız gaz yapıcı gıdalardan kaçınmanız gerekmektedir.
11. Ameliyat sonrası ilk gün genellikle en sıkıntılı dönemdir. Bu dönemi daha rahat geçirmeniz için ağrı kesiciler ve zaman zaman uyku yapıcı ilaçlar uygulanır.
12. Karın germe ameliyatlarının en çok korkulan komplikasyonu embolidir. Bundan korunmak için gerekli hallerde kan sulandırıcı ilaçlar verilir ve bacaklara varis çorapları uygulanır. Bütün bunlara rağmen emboli gelişebilir. Hastada veya ailesinde emboli öyküsü varsa mutlaka belirtilmelidir. Emboliyi oluşturan mekanizmalardan en önemlisi uzun süren hareketsizliklerdir. Bu nedenle hastanın ayağa kalkmasına izin verilinceye kadar yatak içinde bacaklarını hareket ettirmesi, sık sık kalçanın oynatılması ve aynı pozisyonda yatılmaması yerinde olur. Zaman zaman bacaklara ve baldırlara masaj yapılması faydalıdır.
13. ilk kez kalkmanıza izin verildiğinde size yardım edilecektir. İlk kez kalkarken baş dönmesi ve fenalık hissi hiç nadir değildir. Bunu engellemek için ilk kalkışınızda uzun bir süre yatak kenarında oturmanız ve karşıya bakarak kalkmanız rahatlatıcı olur. Aynı şekilde ilk günlerde ayağa kalktığınızda dik yürümeniz ve gerinmeniz doğru olmaz. Karnınızdaki gerginlik nedeniyle hafifçe eğilmeniz yararlı olur.
14. Ameliyattan sonraki ilk iki gün vücudun ödemli olduğu dönemdir. Bu dönemde vücut su toplar hareketler zorlaşır. Genellikle 3. günden itibaren ödem azalmaya başlar hareketler kolaylaşır.
15. Ameliyattan sonra hastanede kaldığınız süre 2 veya 3 gecedir. Eve gitmenize izin verildikten sonra ilk haftayı ev istirahatinde geçirmeniz beklenir.
16. Ameliyattan sonra 2. haftadan itibaren yavaş yavaş sosyal hayatınıza dönmenize izin verilir. Fakat 6 hafta süreyle ağır işler yapmamanız beklenir.
17. Ameliyattan sonra 6 hafta boyunca sauna, solarium, buhar banyosu, güneş banyosu ve ağır sporlar sakıncalıdır.
18. Genellikle ilk hafta ameliyat bölgenizi ıslatmadan yarım duşlar almanıza izin verilir. 2. haftadan itibaren tam duş alınabilir. 4. haftadan önce havuz ve denize girmenize izin verilmez.
19. Yukarıdaki bilgiler tam karın germe ameliyatı için geçerli bilgilerdir. Mini abdominoplasty olarak adlandırılan ameliyat daha sınırıi sürelidir. Kısıtlamalar daha azdır.
20. Ameliyat kesisi özellikle ameliyat sonrası ilk aylarda (3-4 ay) kırmızı kaşıntılı ve çok belli olabilir. Zaman içinde özellikle 6. aydan sonra ameliyat izinin renginin açılması, kaşıntının azalması beklenir. Bu süreç 2 yıla kadar devam eder. 2. yılın sonunda bile ameliyat bölgesinde deri renginde incede olsa ameliyat izi kalır. Bu izin kilot ve bikini çizgisi içinde kalmasına gayret edilir.
21. Ameliyat sonrası dönemde özellikle göbek altındaki bölgenin uzun süren bazende kalıcı olabilen uyuşukluklar oluşur. Bunların zaman içinde daha iyi olması beklenir.
22. Ameliyat sonrası erken ve geç dönemde gelişebilecek komplikasyonlar şunlardır: Erken Dönem, Kanama, enfeksiyon, hematom, seroma, yara ayrışması. Bunlar genellikle nadir karşılaşılan komplikosyonlardır. Kanama ve hematom olmaması için ameliyat sırasında dren denilen vakumlu bir sistem kullanılır. Bu sistem ameliyat bölgesinde oluşabilecek kanama ve sızıntıların kontrolüne yardımcı olur. Geç Dönem, Kötü iz, asimetriler, Karın duvarında aşırı duyarlılıktır.

Okumaya Devam Et

Meme Rekonstrüksüyonu

Tümör veya başka bir hastalık nedeniyle memenin alınması sonrası yapılan meme rekonstrüksiyonu plastik cerrahinin en başarılı ameliyatlarından birisidir. Tıpdaki yeni teknolojiler sayesinde artık cerrahlar doğal bir memeye çok benzerlik gösteren bir meme oluşturabilmektedirler. Günümüzde bu ameliyatlar meme alınma ameliyatı (mastektomi) ile eşzamanlı olarak yapılabilmektedir. Böylelikle, hasta ameliyattan çıktığında yeni bir memeye sahip olmakta ve memesiz bir dönemin verebileceği psikolojik sıkıntıdan da kurtulmaktadır.

Ancak akılda tutulmalıdır ki; mastektomi sonrası meme rekonstrüksiyonu basit bir ameliyat değildir. Siz ve doktorunuz tarafından kararlaştırılacak bir çok seçenek mevcuttur. Aşağıda size ameliyat hakkında temel bilgiler verilmektedir; ameliyat zamanı, nasıl yapıldığı, ve ne tür sonuçlar elde edileceği gibi. Ancak bütün soruları cevaplaması mümkün değildir. Dolayısıyla cerrahınızla birebir konuşmanız daha iyi bilgilenmenizi sağlayacaktır.

Meme rekonstrüksiyonunda en iyi aday kimdir?

Hemen bütün mastektomi hastalarında meme rekonstrüksiyonu için tıbben bir engel olmayıp, çoğu hastalar da mastektomi ile eşzamanlı olarak rekonstrüksiyon yapılması için uygundurlar. Ancak meme rekonstrüksiyonu için en iyi aday, kanserin mastektomi sayesinde tamamen ortadan kaybolduğu hastalardır. Beklemek için bir çok sebep olabilir; örneğin, bazı hastalar başka bir cerrahi istememektedir, bir kısmı kanser teşhisini kabul etmekte zorlanırken, meme rekonstrüksiyonu seçeneklerinin düşünememektedirler. Bazı hastalara cerrahları tarafından beklemeleri tavsiye edilmiş olabilir, özellikle memenin hastanın kendi dokusu ile (flep transferi) rekonstrükte edildiği durumlarda olduğu gibi. Obesite, yüksek tansiyon ve sigara içimi gibi durumlarda da hastaların beklemeleri tavsiye edilebilir.

Bütün cerrahiler bir miktar belirsizlik ve risk içerirler

Memesini kanser sebebiyle kaybeden hemen hemen her kadında meme rekonstrüksiyonu yapılabilir. Ancak her türlü cerrahi sonrası olduğu gibi, bu ameliyattan sonra da bir takım sorunlar ortaya çıkabilir.

Cerrahinin genel problemleri olan, kanama, sıvı toplanması veya anestezi sorunları bu ameliyattan sonra da görülebilir, ancak nadirdir. Sigara içenlerde, yara iyileşmesi gecikebilir, bozulabilir veya daha fazla iz ortaya çıkabilir. Bazen bu sorunlar ikincil bir ameliyatı gerektirebilir. Eğer bir protez kullanılacak ise, nadiren iki hafta içinde bir enfeksiyon gelişme riski vardır. Bu tür bazı olgularda, protezi çıkarıp aylar sonra tekrar koymak gerekebilir.

En sık görülen problem, kapsül kontraktürü, protezin etrafındaki skar dokusunun protezi sıkıştırması ile ortaya çıkar. Böylelikle meme sertmiş hissi ortaya çıkar. Kapsül kontraktürü için bazı tedavi yöntemleri vardır; bazen de skar dokusunun alınmasını ve rahatlatılmasını veya protezin değiştirilmesini gerektirebilir.

Rekonstrüksiyonun kanser nüksü (rekürrens) üzerine bir etkisi yoktur ve radyoterapi/kemoterapiye de engel olmaz. Cerrahınız normal memeniz ve rekonstrükte edilmiş memenizde peryodik mamografilere devam etmenizi önerebilir.

Cerrahinin planlanması

Kanser teşhisinin konmasından itibaren rekonstrüksiyonu tartışmaya başlayabilirsiniz. İdeal olanı, genel cerrahınız ve plastik cerrahınızın birlikte plan yapıp ameliyata girmeleridir. Sağlık değerlendirmeniz yapıldıktan sonra, cerrahınız size yaşınız, anatomik yapınız, dokularınız ve isteklerinizi göz önüne alarak, en iyi seçenekleri verecektir. Cerrahınız bu konuda size karşı çok dürüst olmalıdır. Mastektomi sonrası meme rekonstrüksiyonu sizin görüntünüzü düzeltebilir ve kendinize olan güveninizi arttırabilir; ancak, unutmayın, bu ameliyat sonucu sadece iyileştirebilir, mükemmelliğe ulaştırmaz. Cerrahınız ayrıca anestezi, ameliyatın yapılacağı yer ve masraflar hakkında da bilgi vermelidir.

Ameliyat için hazırlık

Onkolog doktorunuz ve plastik cerrahınız ameliyat öncesi bazı uyarılarda bulunacaklardır; örneğin, ne yiyip yememe, ilaç alma vb gibi. Ameliyat sonrası sizi eve götürecek bir yakınınızı ayarlamayı unutmayın.

Cerrahinizin yapılacağı yer

Meme rekonstrüksiyonu genellikle birkaç ameliyatı gerektirir. İlk basamak, ister mastektomi ile eşzamanlı olsun ister ikincil olarak yapılsın, genellikle hastanede yapılır. Diğer ameliyatlar ise hastanede yapılabileceği gibi, cerrahınız günlük cerrahi merkezlerinden birinde yapmayı tercih edebilir.

Anestezi

İlk ameliyat, yani meme dokusunun oluşturulması ameliyatı, genel anestezi ile yapılır. Yani, ameliyat esnasında uyursunuz. İkincil ameliyatlar ise lokal anestezi (sedasyon ile birlikte) ile yapılabilir- ameliyat esnasında uyanık olursunuz, ancak gevşek ve rahat olursunuz. Bazen bir miktar sıkıntı olabilir.

Protez tipleri

Meme protezlerinin dış kılıfında silikon tabaka vardır, içinde ise ya silikon jel veya salin adı verilen tuzlu su karışımı bulunur. İçi jel ile dolu olan protezlerin, Amerika Birleşik Devletleri’nde Food and Drug Administration (FDA), bu tür protezlerin kullanımını 2006 yılında kabul edilmiştir. Bu ise, halen doku genişletici taşıyan kadınları, mastektomi ile eşzamanlı rekonstrüksiyonu seçen hastaları ve jel ile dolu bir protez kullanılabilir. Salin ve jel ile dolu protezler ise herkesin kullanımına açıktır.

Cerrahi

Bir çok seçenek vardır ve cerrahınızla tartışmanız gerekmektedir.

Derinin genişletilmesi

En sık kullanılan teknik derinin genişletilmesi ve sonrasında protez konulmasıdır. Mastektomi sonrası derinizin ve göğüs duvarı adelenizin altına bir doku genişletici konur. Derinizin altına bir kapak mekanizması ile çalışan bir port konur ve buradan, ameliyat sonrası haftalar veya aylar boyunca, cerrahınız tuzlu su enjekte ederek doku genişleticinizi (expander) şişirir. Derinizin yeterince genişlediği anlaşıldıktan sonra, ikincil bir ameliyat ile doku genişletici çıkartılıp daha kalıcı bir protez yerleştirilir. Bazı doku genişleticiler ise kalıcı olarak bırakılabilecek şekilde tasarlanmıştır. Areola (meme başı çevresindeki kahverenkli yuvarlak deri) ve meme ucu ise daha sonra yapılır. Bazı hastalarda derinin genişletilmesine ihtiyaç yoktur ve mastektomi ile beraber bir protez konabilir.

Flep rekonstrüksiyonu

Protez yöntemine alternatif olarak sırttan, karından veya kalçadan bir doku alınarak meme yapılabilir. Buna flep rekonstrüksiyonu denir. Flep cerrahisinin bir tipinde, deri, deri altı yağ tabakası ve kas dokusu orijinal yapıştığı bölgeye bir damar sapı ile bağlı kalmaya devam eder ve deri altında yapılan bir tünel yardımıyla memenin oluşturulacağı bölgeye kaydırılır. Tek başına memeyi oluşturabileceği gibi, bu dokunun altına bir protez de konabilir. Diğer tip bir flep cerrahisinde ise, doku bağlı bulunduğu karın, sırt veya kalça bölgesinden tamamen ayrılır ve damarları alıcı bölgedeki damarlara dikilerek yaşaması sağlanır (serbest flep ile rekonstrüksiyon). Bu ameliyatı yapabilmek için plastik cerrahın mikrovasküler cerrahi konusunda da deneyimli olması gerekir. Çünkü, ince damarların birbirine dikilmesi mikroskop altında mümkün olmaktadır.

Yukarıda bahsedilen her iki cerrahi yöntem de protez metodundan daha kompleks ameliyatlardır. Hem dokunun alındığı hem de memenin yapıldığı yerlerde izler olacaktır ve iyileşme süreci protez yöntemine göre daha uzundur. Diğer yandan, kendi dokunuzla yapılan meme rekonstrüksiyonunda sonuç daha doğaldır ve silikon ile ilgili bir kaygı yoktur. Bazen de karnınızın şeklinin düzelmesi ve fazla deri ve yağlardan kurtulmanız da sizin için ayrı bir kazanç olabilir.

İkincil ameliyatlar

Meme rekonstrüksiyonunda zaman içinde birkaç ameliyat gerekir. İlk ameliyat en kompleks olanıdır; ikinci ameliyatlar daha kolaydır ve doku genişletici ile rekonstrüksiyon yöntemi seçilmişse, doku genişletci çıkartılıp bir protez konulabilir veya meme ucu ve areola rekonstrüksiyonu yapılabilir. Çoğu zaman, yeni yapılan memenin karşı taraftaki normal memeye uyum sağlaması için, normal memenin biraz küçültülmesi, kaldırılması veya büyütülmesi gerekebilir. Ancak bu ameliyatlarda da yara izlerinin oluştuğu akılda tutulmalıdır.

Ameliyat sonrası

Ameliyat sonrası ağrınız büyük ölçüde ilaç ile giderilebilir. Ameliyatınızın boyutuna göre 2 ile 5 gün içinde hastaneden taburcu olursunuz. Ameliyatta genellikle sıvıların birikmesini engelleyen drenler konabilir ve bunlar ameliyat sonrası ilk veya ikinci haftada alınırlar. Dikişler ise 7 ile 10 gün içinde alınırlar.

Normale dönmek

Mastektomi ve rekonstrüksiyon veya sadece flep rekonstrüksiyonu ameliyatından sonra normale dönmeniz 6 hafta sürebilir. Protez ameliyatında ise bu süre daha kısa olabilir. Rekonstrüksiyon ile normal duyu kazanılmaz; ancak, zaman içinde bir miktar duyu gelebilir. İzlerin çoğu zaman içinde solabilir. Ancak bu süre 1-5 yıl olabilir ve hiçbir zaman izler tamamen kaybolmaz. Rekonstrüksiyonun kalitesi yüksek olduğu müddetçe, bu izlere daha az aldırış edeceksiniz.

Egsersiz ve hareketlere ne zaman başlayacağınız konusunda cerrahınızın tavsiyelerini dinleyiniz. Genel kural olarak, 3-6 hafta arasında cinsel ilişkiden ve ağır egsersizlerden kaçınmanız iyi olabilir.

Yeni görüntünüz

Yeni memeniz diğer normal memenize göre daha sert, yuvarlak ve düz görünebilir. Mastektomi öncesi kontura sahip olmayabilir yada diğer memenize tam olarak simetrik olmayabilir. Bu farklar size belirgin gelebilir. Bir çok mastektomi hastası için, rekonstrüksiyon görüntüyü ve hayat kalitesini dramatik olarak iyileştirir.

Okumaya Devam Et

Dudak Ve Damak Yarıkları

Anne-baba akrabalığı veya çeşitli nedenlerden dolayı doğumsal olarak dudak-damak yarıklarının ülkemizde görülme sıklığı 1000 doğumda bir olarak belirlenmiştir. Bebek bu anomali ile doğduğunda aile teleş içinde olabilir. Bu bebek; “yaşayacak mı”, “nasıl nefes alacak”, “nasıl beslenecek”, “nasıl konuşacak”, “ameliyatla düzelebilecek mi”, “ameliyat olursa dudakta iz kalacak mı” sorularına cevap arayabilirler. Hemen söyleyelim, eğer bebek doğumdan itibaren bir Plastik Cerrah’ın kontrolüne girerse ve Plastik Cerrahın önerileri doğrultusunda zamanında ameliyatları yapılırsa, ileri yaşamında, tamamen normal bir birey olma ihtimali yüksektir. Ancak panik yapmadan öneriler doğrultusunda davranmak gerekir. Önce ailenin, ameliyat zamanına kadar, bebeğin beslenmesi konusunda eğitilmesi gerekir. İdeal ameliyat yaşı; dudak yarıklarında 3 ay, damak yarıklarında ise 12-18 aylar arasındadır. Ayrıca, özellikle damak yarıkları, doğumdan itibaren kulak-burun-boğaz hekiminin de kontrolü altında bulunması gerekir. Bu bebeklerde damak yarığına bağlı orta kulak iltihabı olabilir. Bu durumda, eğer müdahale edilmezse bebeğin sağır kalma ihtimali söz konusudu

Okumaya Devam Et

Deri Tümörleri

HABİS (MALİGN ) DERİ TÜMÖRLERİ ( MELANOM DIŞINDAKİ ) VE TEDAVİSİ

Deri üzerinde görülen, uzun süre iyileşmeyen yara, sertlik ve kabuklanmalar deri tümörlerinin işareti olabilir. Bu tümörlerin büyük bölümü selim tümörler olarak adlandırılan zararsız, basit kitlelerdir. Derinin pigment hücrelerinden kaynaklanan Ben ( Nevüs) ler dışında, y ağ dokusu, bağ dokusu veya kas dokusu gibi deri içindeki veya yakınındaki dokulardan kaynaklanan basit tümoral yapılar, vucütta uzun zaman yavaş büyüyerek mevcudiyetlerini sürdürürler. Bazen oluşturdukları kitle etkisi ile ağrı, hassasiyet gibi rahatsızlıklara yol açarlar. Zaman zaman, iltihaplanarak büyüyebilir, akıntıya yol açabilirler. Cerrahi olarak çıkarılarak patolojiye yollanmaları hem tanının konulmasına, hem de kitlenin tedavisi için yeterli olabilir. Ancak, deri tümörlerinin bir bölümü habis- kötü huylu deri tümörleridir. Bunların ayırıcı tanısı klinik tecrübelerle bir ölçüye kadar yapılabilir. Asıl tanı, mikroskop altında yapılan patoloji incelemesi ile mümkündür. Derinin habis tümörleri, kaynaklandıkları mikroskopik birimlere göre sınıflanırlar. En sık görülen veya en önemli deri habis tümörleri, 1. Bazal hücreli Karsinom 2. Yassı Epitel Hücreli Karsinom 3. Malign Melanom Olarak adlandırılır.
Bazal Hücreli karsinom nedir?

Derinin bazal tabakasından kaynaklanan tümörlerdir. Aslında, çok nadir durumlar dışında, vücudun başka yerlerine yayılma ( metastaz ) özellikleri yoktur. Habis veya karsinom olarak adlandırılmalarının nedeni bulundukları yerdeki çevre dokulara uzanabilmeleri ve zarar verebilmeleridir.

Bazal Hücreli Karsinomun tedavisi nedir?

En geçerli ve kabul gören tedavi, çevresinde 2- 3mm den az olmamak üzere, sağlam deri içerecek şekilde çıkarılmalarıdır. Alınan parça mutlaka, patolojik incelemeye yollanır. Tümör tipi ve tam olarak çıkarılıp çıkarılmadığı raporla belirtilir. Daha nadir olmak üzere, ameliyat olamayacak durumda olan kişilerde radyoterapi bir alternatif tedavi sağlayabilir.

Basal Hücreli karsinomdan nasıl şüpheleniriz?

Başta yüz olmak üzere, vücüdun daha çok güneş gören yerlerinde olmak üzere, deride uzun zamandır mevcut ve iyileşmeyen , ortası ülserli, kenarları kabarık, inci tanesini andıran lezyonlar Bazal Hücreli karsinomu hatırlatır. Ancak, pigmentli, deride incelme ile seyreden farklı tipleride vardır. O nedenle, uzun zamandr mecut, yavaşta olsa büyüyen ve değişikliğe ugrayan her türlü lezyonda doktora başvurmak doğru bir adımdır.

Basal Hücreli karsinomdan korkmalımıyım ?

Basal Hücreli karsinomdan korkmanıza gerek yoktur, onu ihmal etmek, büyümesine yol açmak ve tedavisinde geç kalmaktan korkmalısınız. Erken dönemde ve yeterli tedavi edilen Basal Hücreli karsinomlar nüks etmez. Özellikle, burun kanatları civarında ve nüks etmiş Basal Hücreli karsinomlar daha agresif seyredebilir.

Basal Hücreli karsinomun cerrahi tedavisi nasıldır?

Küçük lezyonların alınması çoğu zaman lokal anestezi ile mümkündür. Doku elastikiyeti uygunsa, doku alındıktan sonra bölge kenarları birleştirilerek dikilebilir. Erken dönemde, kızarık bir iz beklenir. Zamanla iz solar ve daha az dikkati çeker. Bazen, alınacak dokunun büyüklüğü veya yeri itibariyle, kenarlrı birleştirerek dikmek mümkün olmayacak veya çevre dokularda çekintiye yol açacaksa o zaman flap veya greft olarak adlandırılan doku nakilleri yapılabilir. Bu durumda lokal anestezi dışında, sedasyon ve lokal, ya da genel anestezi gündeme gelebilir.

Yassı Epitel Hücreli Karsinom nedir?

Derinin yassı epitel hücrelerinden kaynaklanan ve Basal Hücreli karsinomdan daha agresif seyredebilen , vucudun başka dokularına yayılma potansiyeli olan tümörlerdir.
Yassı Epitel Hücreli Karsinomun tedavisi nasıldır?

Cerrahi olarak tümörün , normal deridende bir miktar doku ilave ederek çıkarılması tedavinin önemli basamaklarından biridir. Erken dönemde yakalanan tümörlerde cerrahi tedavi yeterlidir. Lenf bezlerine yayılma varsa , veya evrelendirme için kenf bezlerinin araştırılması gerekiyorsa lenf bezlerine dönük bir cerrahi tedavi yapılması gerekebilir. Bazı durumlarda radyoterapi ve kemoterapi gibi ilave tedaviler yapılması gerekebilir. Cerrahi tedavinin uygulanmasının zor olduğu veya özel olarak tercih edilmediği durumlarda, tümörün temel tedavisinin de radyoterapi ile yapılması gündeme gelebilir.

Okumaya Devam Et

Jinekomasti

Erkekte meme dokusunun kadın tipi büyümesine jinekomasti denir. Genellikle doğumsal olup, genellikle iki taraflıdır. Psikolojik ve kozmetik kaygıları ön planda olan jinekomasti hastaları, büyük olan meme görüntüsünün bir an önce normal erkek memesi boyutlarına indirilmesini talep ederler. Jinekomasti olgularının bugüne kadar cerrahi tedavisinde karşılaşılan en önemli sorunlardan biri, ameliyattan sonraki dönemde meme başı etrafında oluşan ve saklanamayan kötü nedbe dokusudur.
Aslında jinekomasti olguları erken yaşlarda saptanmışsa; öncelikle bir dahiliye endokrinoloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi yerinde olur. Çocukluk çağında pediyatrik endokrinolog, ileri yaşlarda ise erişkin endokrinologa başvurmak gerekir. Hormonal tetkikler yaptırılır. Gerekirse ultrasonografi ve magnetik rezonans(MR) çektirilerek, patolojinin boyutları ve memedeki yağ dokusunun meme dokusuna oranı değerlendirilir. Az sayıdaki birkaç olguda, sadece ilaç tedavisi ile sonuç almak mümkün olabilir. Ancak medikal tedaviden yarar görmeyen kişilere yapılacak en yerinde yaklaşım, cerrahi tedavi ile bu sorunun tamamen ortadan kaldırılması olmaktadır.

Geçmişte jinekomasti ameliyatları meme başı etrafındaki dokunun kesilmesi ve burada oluşturulan bir tünelden girilerek, fazla olan meme ve yağ dokusunun ortamdan uzaklaştırılması şeklinde yapılırdı. Ancak ameliyat sonrası oluşan ve ömür boyu geçmeyen meme etrafındaki kötü nedbe dokusu, daha sonraki dönemde erkek hastanın bir meme ameliyatı geçirdiğinin adeta imzasını taşırdı. Bu durum hastanın ameliyat sonrası gündeme getirdiği en önemli şikayet nedenidir. Jinekomastinin cerrahi tedavisinde “ultrasonic liposuction” tekniği uygulanarak bu sorun tamamen çözümlenebilmektedir. Bu yöntemin başarıyla uygulanabilmesi için, teknolojik olarak son derece gelişmiş bir ultrasonik liposakşın aletine ihtiyaç vardır. Bu teknikle hem meme üzerinde kötü iz kalması önlenmekte, hem_de meme ve göğüs duvarında normal erkek memesi görüntüsü sağlanabilmektedir. “Ultrasonic liposuction” yönteminin bir diğer avantajı da, sadece yağ ve meme dokusuna etkili olması, damar ve sinir dokusuna asla zarar vermemesidir. Bu nedenle liposakşın sırasında bazı cerrahların çekindikleri emboli riski de bu yöntemle ortadan kalkmaktadır. Ayrıca hastaya ameliyat sırasında dren koymak gerekmediği için, ameliyat sonrası hızlı bir iyileşme sağlanmaktadır. Vurgulamak gerekirse bu tekniğin en önemli avantajı, göğüs üzerinde hiç bir ameliyat izi olmadan meme dokusunun tamamen küçültülmesi ve göğüs duvarında normal görünümün sağlanmasıdır. Bu teknik uygulanarak, özellikle meme dokusunun yağ dokusundan daha fazla olduğu jinekomasti olgularında daha iyi sonuçlar alınabilmekte ve meme derisinin göğüs duvarına uyumu çok daha kolay sağlanabilmektedir. İdeal sonuçlara ulaşabilmek için ameliyat sonrasında kişinin uyması gereken bazı kurallar vardır. Bunlardan en önemlisi, ameliyattan sonraki dönemde yaklaşık bir ay göğüs korsesi kullanma zorunluluğudur. Ayrıca dengeli beslenme ve spor alışkanlığının kişinin yaşam tarzı olması önerilir.

Sonuç olarak jinekomasti ile yaşamak bir kader değildir. Tam tedavisi mümkündür. Estetik sonuçları mükemmeldir. İşin uzmanına başvurarak, meme üzerinde hiç iz kalmaksızın bu sorundan kurtulmak ve tamamen doğal bir görüntüye kavuşmak, günümüzde tıp alanında sunulan teknolojik gelişmelerden birisidir.

Okumaya Devam Et